Doç. Dr. Mehmet Ufuk CERAN

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Doç. Dr. Mehmet Ufuk CERAN

Kadın Hastalıkları ve Doğum

0 332 257 06 06

Eğitim


      2009 - 2014

Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara

     
      2000 - 2007

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara

     

Deneyim


      2017

Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve Araştırma Merkezi

     
      2016 - 2017

Özel Muş Şifa Hastanesi, Muş

     
      2014 - 2016

Muş Devlet Hastanesi, Muş

     

Bilimsel Yayınlar


     

Kuntay KM, Cavkaytar S, Onur TH, Ceran U, Aksakal O, Doğanay M. Tension-free vaginal tape procedure for treatment of female stress urinary incontinence with intrinsic sphincter deficiency: short-term outcomes. Minerva chirurgica. 2015;70(3):161-6.

Cavkaytar S, Kokanali MK, Ceran U, Topcu HO, Sirvan L, Doganay M. Roles of sonography and hysteroscopy in the detection of premalignant and malignant polyps in women presenting with postmenopausal bleeding and thickened endometrium. Asian Pacific journal of cancer prevention: APJCP. 2013;15(13):5355-8.

Topçu HO, İskender CT, Ceran U, Kaymak O, Timur H, Uygur D, et al. Evaluation of the Diagnostic Accuracy of Serum D-Dimer Levels in Pregnant Women with Adnexal Torsion. Diagnostics. 2015;5(1):1-9.

Sabri Cavkaytar MKK, Ufuk Ceran, Ali İrfan Güzel, Levent Sirvan, Özlem, Evliyaoğlu ES, Melike Doğanay. Comparison Of Hysteroscopic Findings And Histopathologic Diagnoses In

PremenopausalPatients With Abnormal Uterine Bleeding. Jinekoloji - Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi The Journal of Gynecology - Obstetrics and Neonatoloogy.

AND YAVUZ ,KARAKOÇ G, CERAN MU, BAŞBUĞ A, MOLLAMAHMUTOĞLU L. EKTOPİK GEBELİK VE NORMAL GEBELİKTE KAN KREATİN KİNAZ DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Jinekoloji-Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi. 2012;9(35).

Şevki ÇELEN ,Mehmet Ufuk Ceran, Ayhan SUCAK, Ayşegül ÖKSÜZOĞLU, Özlem MORALOĞLU,,NURİ DANIŞMAN ERKEN GEBELİKTE TANI ALAN İZOLE HİDROSEFALİ OLGU SUNUMU. Jinekoloji - Obstetrik veNeonatoloji Tıp Dergisi.

     

İlgi Alanları ve Uzmanlık Alanı


     

İNFERTİLİTE VE ENDOSKOPİK CERRAHİ

 

İNFERTİLİTE

35 yaş altı  Çiftlerin bir yıllık süre içerisinde, 35 yaş üstü çiftlerin 6 aylık süre içerisinde herhangi bir korunma yöntemi uygulamaksızın düzenli birliktelikleri  ve çocuk istemelerine rağmen gebelik oluşmamasına ya da oluşan gebeliğin taşınamamasına infertilite (kısırlık) denir. Çiftlerin yaklaşık %15 ‘inde infertilite (kısırlık) problemi vardır.

İnfertilite nedenleri 3 ayrı başlık altında incelenir.

  • Kadına ait nedenler
  • Erkeğe ait nedenler
  • Açıklanamayan infertilite / kısırlık

 

Fark edilebileceği gibi kısırlık nedenleri sadece çiftin bir üyesini ilgilendirmeyebilir. Eşlerin birbirini suçlaması, nedenin karşı tarafta aranması ve eşin yalnız bırakılması gibi durumlar sadece başarıya ulaşmak için çıkılan yolda engeller oluşturacaktır.

Kliniğimizde , uzman kadrosu eşliğinde sizin ve eşinizin ayrı ayrı araştırılması ve problemler var ise bunların teker teker ortaya çıkarılması hedeflenmektedir.

İnfertilite tedavisinde başarıda etkili olan temel durum hekim ve eşler arasındaki uyum ve anlayıştır.

 

Kısırlığın Tedavisinde Aşılama (İnseminasyon) 
 

Aşılama veya tıbbi deyimi ile inseminasyonda  prensip bayanın yumurtalıklarını uyarıp yumurtalar çatladıktan sonra spermleri yıkayıp konsantre ederek rahim içine transfer etmektir. Aşılama, kısırlığın nedenine yönelik bir tedavi olmayıp gebelik şansını artırmaya yöneliktir. Amaç döllenme ortamı olan fallop tüpleri (kanal) içinde daha fazla yumurta ve sperm bulundurarak birbirleri ile buluşma şansını artırmaktır.

 

 

Aşılama tedavisi nasıl yapılır?

 

Öncelikle kadının yumurtalıklarının ilaç ile uyarılması gerekir.. Yumurtalıklar hap (klomifen sitrat…) veya gonadotropin adı verilen iğneler ile uyarılabilir. İğne ile yapılan yüksek gebelik oranları elde edilmektedir. Hap veya iğne uyarılan yumurtaların gelişim takibi  ultrason ile yapılır. Yumurtalar olgunlaştığı zaman çatlatma iğnesi verilir. Bu iğneden takribi 34-40 saat sonra erkekten alınan sperm yıkanarak hareketliliği artırılır ve yoğunlaştırıldıktan sonra rahim içine verilir 

 

Aşılama ile gebelik oranları nedir?

 

Aşılama ile gebelik oranları %15-17 civarındadır.Aşılamanın en fazla 3-4 defa yapılması önerilmektedir.Gebe kalamayan çiftler tüp bebeğe yönlendirilmelidir.

 

Aşılamanın komplikasyonu var mıdır?

 

Aşılamanın en önemli komplikasyonu çoğul gebeliktir. Bu nedenle yumurtalıkları uyarılan kadınlarda olgun yumurta sayısı 2’den fazla ise bu risk hakkında çift uyarılmalı ve gerekirse tedavi iptal edilmelidir.

 

Aşılama (inseminasyon)hastanemizde tecrübeli uzman hekimlerimiz ve laboratuar ekibimizce yapılmaktadır.Aşılama tedavisi için uygun olmayan hastalarımızada tüp bebek tedavisi ve yöntemleri hakkında detaylı danışmanlık hizmeti verilmektedir .

 

 

ENDOSKOPİK CERRAHİ (KAPALI YÖNTEM AMELİYATLAR)

Endoskopik operasyonlar 1990’lı yıllarda kadın hastalıklarının tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

 

Laparoskopi : karın içinin görüntüsü, kameralar yardımıyla ameliyathane içerisindeki televizyon ekranlarına yansıtılmakta ve operasyon yapacak ekip tarafından karın içindeki bütün organlar kolaylıkla gözlenebilmekte. Bu incelemeler sonucunda hastalık değerlendiriliyor ve  dış gebelik, basit yumurtalık kistleri, endometriosis ,endometrioma(çikolata kisti)  gibi hastalıkların  operasyonları bu yöntemle yapılmaktadır.Ayrıca laparoskopik yolla yapılan uygulamalar içerisinde  histerektomi olarak adlandırılan çeşitli nedenlerle rahim çıkarılması operasyonlarıda kliniğimizde yapılmaktadır.Kapalı yöntem operasyonlarının  en önemli avantajı hastalarımızın günlük yaşamına çok daha kısa bir sürede dönebilmelerine olanak sağlamasıdır.
 

Histeroskopi: Rahim içiyle ilgili olarak yapılan ameliyat şekilleridir. Rahim içinin gözlenmesini takiben ortaya çıkarılan polipler, myomlar, yapışıklıklar, rahim gelişme bozuklukları  karın açılmasına gerek kalmaksızın tedavi edilebiliyor. Kısırlık sorunlarının teşhis ve tedavisi ,menopoz öncesi ve sonrası ortaya çıkan sebebi belli olmayan kanamalar ve erken kanser teşhisi bu yöntem ile kliniğimizde hizmetinize sunulmaktadır.

 

Hastalığınız ve tedavisi hakkında detaylı güncel bilgilere sahip olmak, ameliyat olmanız gerekiyorsa sizin  için en uygun olan ameliyat şeklini bilmek ve değerlendirmek en doğal hakkınızdır. Bu haklara sahip olabilmeniz adına hastanemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum  ekibi son teknoloji ve güncel bilgiler ile size hizmet vermektedir .

 

Kadınlarda İdrar Kaçırma (Ürojinekoloji)

Üriner inkontinans, istemsiz idrar kaçırma olarak tanımlanır ve toplumda çok sık rastlanan bir sağlık problemidir. Kadınlarda daha sık görülür. Şiddeti değişkenlik göstermekle beraber, öksürme, gülme yada karın içi basınç arttığında damla damla idrar kaçırma olabileceği gibi, aniden idrar yapma hissi ile tuvalete yetişememe ve idrar kaçırma şeklinde ortaya çıkabilir. Bazen her iki tip idrar kaçırma birlikte de olabilir.

İdrar kaçırma derecesi günlük yaşamı ve yaşam kalitesini etkiliyorsa mutlaka doktora başvurulması gerekir. Çoğu hastada, basit yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavileriyle iyi sonuçlar alınabilir .

İdrar Kaçırma Sebepleri

Geçici İdrar Kaçırmaya Sebep Olabilen Durumlar:

Alkol, aşırı sıvı alımı, kafein, mesane uyarıcılar (Karbonatlı- gazlı içecekler, çay ve kahve, tadlandırıcılar, mısır şurubu, baharatlı yiyecek ve içecekler, şekerli ve asitli gıdalar, domates ve limon), ilaçlar, idrar yolu enfeksiyonları ve kabızlık.

Sürekli İdrar Kaçırmaya Sebep Olabilen Durumlar: 

 Gebelikler ve doğumlar, yaşa bağlı değişimler, Diyabet (Şeker hastalığı),histerektomi (rahim ameliyatı), ağrılı mesane sendromu (intertisyel sistit), mesane kanserleri, idrar yolları taşları, nörolojik hastalıklar, tıkanma ve bası.

İdrar Kaçırma Tanı ve Testleri:

İdrar kaçırma  tanısında en önemlisi hastanın şikayetidir. Kaçırmanın ne zaman başladığı, ne şiddet ve sıklıkta olduğu, yaşam kalitesine etkisi ile ilgili bilgi alınarak, tipi ve şiddeti tespit edilebilir. Hikaye dışında tanıya yardımcı olabilecek bir takım  testler de vardır:

• Mesane Günlüğü

Günlük alınan sıvılar ve idrara çıkma sıklık ve miktarını içeren bir formdur. Yaklaşık 1 hafta boyunca kayıtları tutulur ve kişinin idrar yapma profili ve kaçırmanın derecesi belirlenir.

• İdrar Analizi

Yapılacak idrar analizi ile, idrar yolu infeksiyonu, idrarda kan veya taşa ait bulgular saptanabilir.

•Açlık-tokluk kan şekeri ölçümü;  diabet gibi sistemik hastalıkların araştırılması açısından faydalı olabilir.

• Postvoid rezidüel ölçüm (PVR)

Kişi idrarını yaptıktan sonra, mesanede kalan idrarın doktor  tarafından ince bir kateterle veya ultrasonografi ile ölçülmesi işlemidir. İşeme sonrası mesanede fazla miktarda kalan idrar varlığı, idrar yollarında tıkanıklık, idrar yollarında problem veya mesanenin sinir veya kas tabakasında sorun olduğunu gösterir.

• Ultrasonografi

Ultrasonografi ile mesane kapasitesi ve mesane, böbrekler ve idrar yollarında anomali, tümör, taş ve tıkanmalar saptanabilir.

• Stres test

Jinekolojik muayene esnasında, hastanın öksürme veya ıkınması ile karın içi basınç artışı sağlanarak idrar kaçırma olup olmadığının gözlenmesi esasına dayanan basit ama önemli bir testtir.

• Ürodinamik test

Mesanenin dinlenme ve işeme esnasında basınçların ölçümü esasına dayalı testtir. Üretra ve mesaneye kateter yerleşimi ve özel basınç ölçer cihazlar gerektiren bir testtir. İnkontinans tanısı için her zaman gerekli olmamakla beraber, özellikle inkontinans tipinin belirlenemediği hastalarda tedavi seçenekleri konusunda yardımcı olabilir.

İdrar Kaçırma Tedavisi

İdrar  kaçırma tedavisi, inkontinans tip ve şiddetine bağlıdır. Çeşitli medikal ve cerrahi tedaviler mevcut olup tedavi hastaya göre bireyselleştirilmelidir.Çoğu hastada, ilk basamakta, fiziksel ve davranışsal terapiler tercih edilir. Tipine göre uygun ilaçlar başlanır.Sonraki basamaklarda, ağır anatomik problem saptanan ya da  şiddetli kaçırma durumlarında  cerrahi ve kombine tedaviler tercih edilir. 

Davranışsal Teknikler 

Davranışsal teknikler ve yaşam stilinde değişiklikler çoğu zaman inkontinans tedavisinde faydalı olmakta, pek çok hastada ilave tedaviye gereksinim duyulmamaktadır. 

Mesane Egzersizleri; Mesane egzersizleri, idrar yapmanın geciktirilmesi ve idrar hissi geldiğinde belirli süre tutularak mesanenin eğitilmesi tekniğini içerir. Tuvalete gitme hissi geldiğinde, 10 dakika tutup, idrara çıkma geciktirilerek başlanır. Burada hedef tuvalete gitme aralıklarını 2-4 saate kadar uzatabilmektir. Mesane egzersizi aynı zamanda, idrarı yaparken kesip, bir süre tutmak ve tekrar idrar yapmayı da içerir.

Planlı Tuvalet egzersizleri; Zamanlı idrar yapmayı tanımlar. Her 2-4 saatte bir planlı tuvalete gidilmesi ile mesane eğitimi sağlanır.

Sıvı alımı ve diet yönetimi; Alkol, asitli sıvı ve yiyeceklerin alımı ve kafeinli sıvılarının tüketiminin azaltılması inkontinans şiddetini azaltır. Bazı hastalarda, sıvı tüketiminin azaltılması, kilo verilmesi, fiziksel egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri ile inkontinans problemi aşılabilir. 

Fiziksel Tedaviler

 Pelvik taban kas egzersizleri

Pelvik taban kasları ve mesane kapakçıklarını içeren özel egzersizler idrar kontrolünü kolaylaştırır. Fizyoterapi eşliğinde periodik seanslarla yapılan tedaviler ile kontinans sağlanabilir. Pelvik taban kaslarının egzersizleri ''Kegel egzersizleri'' idrar yaparken işemenin durdurulması ve pelvis kaslarının istemli kasılması esasına dayanır. İşeme esnasında pelvik kaslar sıkılarak idrar yapma durdurulur ve üçe kadar sayılarak tekrar işemeye devam edilir ve bu periodik olarak tekrarlanır. Kegel egzersizlerini uygularken doğru kasların çalıştırılması önemlidir, karın ve bacak kaslarının kullanılmaması, doğru bir şekilde pelvik taban kaslarının kullanımını sağlar. Kegel egzersizlerinin doğru bir şekilde efektif yapılması için, öncelikle doktor ve fizyoterapist eşliğinde yapılmalı, hasta doğru kas gruplarını çalıştırmayı öğrendiğinde bireysel olarak self-tedavi şeklinde devam edilmelidir.

 

Elektriksel Stimülasyon

Vajina ve rektum çevresindeki pelvik taban kaslarına elektrotlar yerleştirilerek, bu kas grupların elektriksel stimülasyonlarla kasılması esasına dayanan bir tedavi modalitesidir. Elektriksel stimülasyon, stres ve urge inkontinansda etkili bir tedavi yöntemi olmakla beraber çok sayıda seans gereklidir ve tedavi aylar boyunca sürmelidir. 

Farmakolojik Tedavi 

Farmakolojik ilaç tedavileri, sıklıkla davranışsal ve fiziksel tedavilerle kombine edilerek kullanılır. Seçilecek ilaçlar hastadan hastaya değişkenlik gösterebilir ve bazen kombine kullanılabilir.İlaç kullanımı mutlaka doktor tarafından seçilmeli ve doktor gözetiminde sürdülmelidir. Tüm ilaçların ciddi yan etkileri olabilir. Başlıca kullanılan ilaç grupları: 

• Antikolinerjikler

Bu ilaç grubu sıklıkla urge inkontinans tedavisi, hiperaktif mesane sendromu ve mixt tip inkontinansda kullanılır. Bu kategorideki ilaçlar; oxybutynin , tolterodine, darifenacin, fesoterodine , solifenacin ve trospium'dur. Bu ilaçların yan etkileri arasında, ağız kuruluğu, kabızlık,bulanık görme ve sıcak basmaları görülebilir.

  • Lokal Östrojenli Kremler ve Tabletler;

     Lokal olarak uygulanan östrojenli vajinal krem ve tabletler, genital bölge ve idrar yollarında hücre yenilenmesi ve doku beslenmesini arttırarak inkontinans da sınırlı da olsa etkili olabilir.

• Imipramin

Imipramin bir antidepresan olup stres, urge ve üriner inkontinansda, ayrıca enurezis noktürna (çocuklarda gece idrar kaçırma) durumlarında kullanılmaktadır.

• Duloxetin

Yeni nesil bir antidepresan olup seçilmiş hastalarda stres inkontinans tedavisinde kullanılmaktadır. 

 

Medikal Araçlar

Çeşitli medikal araç ve cihazlar, inkontinans tedavisinde kullanılmakla beraber tedavideki yeri kısıtlıdır. Mini tampon şeklinde üretral insertler, üretra çıkışını kapatarak inkontinansı önleyebilmektedir, ancak 24 saattten uzun kullanımı sakıncalıdır. Üretral insertler, ağır fiziksel aktivitelerde kullanılabilir ancak rutin kullanımı oldukça sınırlıdır. Buna karşın, özellikle vaginal prolapsusu (sarkma) olan hastalarda vajinal halka şekilli silikon pesserler kullanılabilir. Cerrahi uygulanamayan ve prolapsusu olan hastalara, yeterli eğitim verilerek pesser efektif olarak kullanılabilir. Pesser vajinaya yerleştirilerek, hem pelvis taban kaslarını destekler hem de mesanenin yukarı kaldırılarak inkontinansın tedavisine katkıda bulunur. Ancak pesserlerin uzun süreli kullanımı, vajinada ülserler ve infeksiyona sebep sebep olabileceğinden belirli periyotlarda ara vermek gereklidir.

 

 

Cerrahi Uygulamalar ve Operasyonlar

 • Sentetik materyal injeksiyonları

Karbon kaplı zirkonyum, kalsiyum hidroksiapatit, polidimetilsiloksan gibi birtakım sentetik materyaller, üretra altına ve çevresine injekte edilir.Üretra altındaki deste doku ve mesane boynunun destekleyerek inkontinası engellerler. Son derece kolay bir teknik olup ofis şartlarında lokal anestezi ile 5 dakika süren bir işlemle uygulanmasına karşın sıklıkla müdahalenin belli periyotlarda tekrarlanması gerekir. Başarı oranları % 60 civarındadır.

 • Botulinum toxin tip A

Mesanenin kas tabakasına Botox uygulaması, özellikle hiperaktif mesane sendromu ve urge inkontinans tiplerinde faydalıdır. Ancak Botox uygulaması fazla yapılırsa, hasta idrar yapmada zorlanabilir. Her 6-9 ayda bir tekrarlanması gereklidir. 

• Sinir uyarıcı cihazlar

Mesane sinir uyarılarından sorumlu olan sakral siniri uyaran cihazlar ve bacağa ve kalçaya uygulanabilen sinir stimülatörleri mevcut olup kullanımları son derece sınırlıdır.

 

Cerrahi Tedavi 

Günümüzde cerrahi tekniklerin ilerlemesi ve sentetik mesh teknolojisinin ilerlemesine parelel olarak, cerrahi tedavi en yaygın ve en efektif tedavidir. Ancak hasta seçimi ve uygun cerrahinin seçimi son derece önemlidir. Cerrahi abdominal (karından), laparoskopik veya vajinal yolla uygulanabilmektedir. Günümüzde uygulanan en efektif yöntem vajinal yolla gerçekleştirilen cerrahi tekniklerdir. Hasta operasyondan bir gün sonra taburcu edilebilmekte ve hemen günlük yaşamına dönebilmektedir. Günümüzde ensık kullanılan cerrahi prosedürler, Sling (Askı) operasyonlarıdır. Sentetik veya biomateryal kullanılarak pelvik askı oluşturulması, mesane boynu ve üretranın desteklenmesi esasına dayanan operasyonlardır. TVT, TOT ve mini-sling teknikleri popüler olarak uygulan operasyonlardır. Ameliyathane şartlarında, yaklaşık 15 dakikada, genel veya spinal anestezi altında uygulanabilir. Hasta hemen ertesi gün taburcu edilmektedir. Başarı oranları % 70' in üzerindedir ve uzun dönem sonuçları son derece başarılıdır. Dünyada en sık uygulanan jinekolojik operasyonlardandır. Komplikasyon oranları son derece düşüktür. Özellikle en sık görülen inkontinans tipi olan stres inkontinans ve mixt tip inkontinansda sonuçlar ve hastanın yaşam kalitesine etkileri yüzgüldürücüdür.

Laparoskopik olarak uygulanan BURCH operasyonları da vajinal cerrahiye eşdeğer başarı oranlarına sahiptir. Uygun hastalarda güvenle uygulanmaktadır. Açık abdominal cerrahi ise, sadece inkontinans için nadiren uygulanmaktadır. 

 

Üriner İnkontinansdan Korunma ve Önleme

Üriner inkontinans, her zaman önlenebilir bir hastalık değildir ancak bazı yaşam tarzı modaliteleri ile risk azaltılabilir. Üriner inkontinans riskini azaltmak için öneriler:

 

• Sağlıklı kilo kontrolü

Obeziteden korunmak ve ideal kiloda olmak inkontinans riskini azaltır.

• Sigara

Sigara içilmemesi, sigaranın bırakılması inkontinans riskini azaltır.

• Kegel egzersizleri

Özellikle gebelikte olmak üzere, Kegel egzersizlerinin günlük yaşamda uygulanması inkontinans riskini azaltır.

• Mesane uyarıcılardan kaçınmak

Mesane uyarıcı etkisi olan yiyecek ve içeceklerin tüketiminin sınırlanması inkontinans riskini azaltır. Örneğin günlük kahve ve kafeinli içeceklerin tüketiminin azaltılması önerilir.

• Lifli gıda tüketimi

Lifli gıdadan zengin diet şekli ve konstipasyonun engellenmesi, inkontinans riskini azaltır.

• Egzersiz ve düzenli Spor

Düzenli fiziksel aktivite, üriner inkontinans gelişim riskini azaltır.

 

           GEBELİK  VE YÜKSEK RİSKLİ GEBELİK TAKİBİ

         Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde gebelik ve yüksek riskli gebelik takibi yapılmakta olup uzman kadro eşliğinde görüntüleme, girişimsel işlemler, izlem ve tedavi çalışmaları yapılmaktadır. Kadın Hastalıkları polikliniğinde 5 adet, servis ve doğumhanede 2 adet olmak üzere 7 adet yüksek çözünürlüklü Ultrason cihazı mevcut olup, güvenli gebelik takibi amaçlanmaktadır. Tüm kontroller ultasron eşliğinde yapılmakta olup özellikle riskli gebeliklerde ilgili diğer branşlar ile uyum içinde takip yapılmaktadır.

         Kliniğimizde erken gebelik haftalarından başlamak üzere ;

-Tekrarlayan düşükler  ve benzeri sorunlara karşın yapılan genetik testler , kan pıhtılaşmasındaki bozukuklara eğilimin değerlendirileceği  trombofili paneli gibi ileri incelemeler,

-Gebelikte karşılaşıldığında fetüs açısından riskli kabul edilen Toxoplazma, Rubella vb. enfeksiyonlara ait antikor testleri,

-Gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılan ense saydamlığı ölçümü ve ikili tarama testi olarak da bilinen kombine test , nasal kemik ( burun kemiği) ölçümü, triküspit rejürjitasyonu ve duktus venosus  değelendirmeleri,

-Üçlü ve dörtlü tarama testleri, anne kanında serum AFP ölçümü,

-Gebeliğin 18-22. Haftaları arasında büyük önem arz eden Ayrıntılı Ultrasonografi ile fetüsün 2 boyutlu ve 4 boyutlu değerlendirilmesi

-OGTT olarak bilinen Sağlık Bakanlığı ve Kadın Hastalıkları Uzmanları tarafından gebeliğin 24-28. Haftaları arasında yapılması uygun olan Gestasyonel Diabet tarama testi,

- Serbest Fetal DNA incelemesi: Anne kanından alınan serumdan elde edilen bebeğe ait DNA örneklerinin genetik labaratuarda incelenmesi ile yüksek doğruluk oranları ile sonuç veren  kromozomal yapının taranması işlemi,

Ve riskli gebeliklerde mevcut duruma ait lüzum görülen özel testler uygulanmaktadır.

Ayrıca kliniğimizde bebeğin genetik anormalliklerinin saptanması için tanısal amaçlı yapılan işlemler ;

-Koryon Villus Biopsi (CVS) işlemi : Gebeliğin 9-13 haftaları arasında yapılan ve özel bir iğne eşliğinde bebeğin eşinden ( plasenta)  bir doku parçası alma işlemi olup test sonuçları kısa sürede sonuçlanmaktadır.

-Amniosentez : Gebeliğin 16-20 haftaları arasında yapılan ve özel bir iğne ile ultrason eşliğinde amnion sıvısından az miktarda sıvı alınarak genetik incelenmesi amacıyla yapılmaktadır.

          Kliniğimiz 24 saat esasına göre çalışmakta ve tüm doğumlar uzman hekim nezaretinde gerçekleştirilmektedir. Hamileliğin gelişimine göre normal doğum, epidural analjezi ile ağrısız doğum ve sezaryen  ameliyatı 24 saat kesintisiz hizmet ile anestezi, pediatri  ve kadın doğum ekibi işbirliği ile yapılmaktadır.

         Özellikle riskli gebeliklerde doğum sonrası bebeğin olası sorunlarına karşın  Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi hekim ve hemşireleri doğumlara eşlik etmektedirler. İleri düzey yenidoğan yoğun bakım hizmeti verilmektedir. Ayrıca annenin yaşayabileceği olası ciddi komplikasyonlara karşın erişkin yoğun bakım hizmeti mevcuttur.

    Anne adaylarının en hassas dönemlerinden biri olan hamilelik sürecinde kliniğimiz koordinatörlüğünde haftasonları düzenlenen gebe okulu ile tüm anne adaylarına gebelik boyunca, doğum ve doğum sonrası dönemde sık karşılaşılan normal ve anormal durumlar , yapılması gerekenler ve gebeliğe ait her tür sorunun konuşulabildiği;  uzman hekim, ebe, hemşire , diyetisyen ve beslenme uzmanları tarafından eğitim verilmektedir. Anne adayımızın doğuma hazırlanması ve bilinçli gebeliğin amaçlandığı bu eğitim sonunda anne adayımıza bir de sertifika verilmektedir.

     
     

GEBELİK  VE YÜKSEK RİSKLİ GEBELİK TAKİBİ

         Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde gebelik ve yüksek riskli gebelik takibi yapılmakta olup uzman kadro eşliğinde görüntüleme, girişimsel işlemler, izlem ve tedavi çalışmaları yapılmaktadır. Kadın Hastalıkları polikliniğinde 5 adet, servis ve doğumhanede 2 adet olmak üzere 7 adet yüksek çözünürlüklü Ultrason cihazı mevcut olup, güvenli gebelik takibi amaçlanmaktadır. Tüm kontroller ultasron eşliğinde yapılmakta olup özellikle riskli gebeliklerde ilgili diğer branşlar ile uyum içinde takip yapılmaktadır.

         Kliniğimizde erken gebelik haftalarından başlamak üzere ;

-Tekrarlayan düşükler  ve benzeri sorunlara karşın yapılan genetik testler , kan pıhtılaşmasındaki bozukuklara eğilimin değerlendirileceği  trombofili paneli gibi ileri incelemeler,

-Gebelikte karşılaşıldığında fetüs açısından riskli kabul edilen Toxoplazma, Rubella vb. enfeksiyonlara ait antikor testleri,

-Gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılan ense saydamlığı ölçümü ve ikili tarama testi olarak da bilinen kombine test , nasal kemik ( burun kemiği) ölçümü, triküspit rejürjitasyonu ve duktus venosus  değelendirmeleri,

-Üçlü ve dörtlü tarama testleri, anne kanında serum AFP ölçümü,

-Gebeliğin 18-22. Haftaları arasında büyük önem arz eden Ayrıntılı Ultrasonografi ile fetüsün 2 boyutlu ve 4 boyutlu değerlendirilmesi

-OGTT olarak bilinen Sağlık Bakanlığı ve Kadın Hastalıkları Uzmanları tarafından gebeliğin 24-28. Haftaları arasında yapılması uygun olan Gestasyonel Diabet tarama testi,

- Serbest Fetal DNA incelemesi: Anne kanından alınan serumdan elde edilen bebeğe ait DNA örneklerinin genetik labaratuarda incelenmesi ile yüksek doğruluk oranları ile sonuç veren  kromozomal yapının taranması işlemi,

Ve riskli gebeliklerde mevcut duruma ait lüzum görülen özel testler uygulanmaktadır.

Ayrıca kliniğimizde bebeğin genetik anormalliklerinin saptanması için tanısal amaçlı yapılan işlemler ;

-Koryon Villus Biopsi (CVS) işlemi : Gebeliğin 9-13 haftaları arasında yapılan ve özel bir iğne eşliğinde bebeğin eşinden ( plasenta)  bir doku parçası alma işlemi olup test sonuçları kısa sürede sonuçlanmaktadır.

-Amniosentez : Gebeliğin 16-20 haftaları arasında yapılan ve özel bir iğne ile ultrason eşliğinde amnion sıvısından az miktarda sıvı alınarak genetik incelenmesi amacıyla yapılmaktadır.

          Kliniğimiz 24 saat esasına göre çalışmakta ve tüm doğumlar uzman hekim nezaretinde gerçekleştirilmektedir. Hamileliğin gelişimine göre normal doğum, epidural analjezi ile ağrısız doğum ve sezaryen  ameliyatı 24 saat kesintisiz hizmet ile anestezi, pediatri  ve kadın doğum ekibi işbirliği ile yapılmaktadır.

         Özellikle riskli gebeliklerde doğum sonrası bebeğin olası sorunlarına karşın  Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi hekim ve hemşireleri doğumlara eşlik etmektedirler. İleri düzey yenidoğan yoğun bakım hizmeti verilmektedir. Ayrıca annenin yaşayabileceği olası ciddi komplikasyonlara karşın erişkin yoğun bakım hizmeti mevcuttur.

    Anne adaylarının en hassas dönemlerinden biri olan hamilelik sürecinde kliniğimiz koordinatörlüğünde haftasonları düzenlenen gebe okulu ile tüm anne adaylarına gebelik boyunca, doğum ve doğum sonrası dönemde sık karşılaşılan normal ve anormal durumlar , yapılması gerekenler ve gebeliğe ait her tür sorunun konuşulabildiği;  uzman hekim, ebe, hemşire , diyetisyen ve beslenme uzmanları tarafından eğitim verilmektedir. Anne adayımızın doğuma hazırlanması ve bilinçli gebeliğin amaçlandığı bu eğitim sonunda anne adayımıza bir de sertifika verilmektedir.