Girişimsel Radyoloji

Girişimsel Radyoloji


Günümüz tıbbında tanı ve tedavilerde "minimal invazif asgari girişimsel" işlemler kullanılmaktadır. Ana fikri, hastalarda mümkün olduğunca en az zararı oluşturan, daha kısa sürede iyileşebilen, hastanede kalma süresini azaltan, büyük cerrahi kesiler yerine küçük delik ve kesiler ile teşhis veya tedavinin yapılabilmesidir. Girişimsel radyolojik yöntemler klasik cerrahi yöntemlere oranla çok daha hızlı ve güvenli olup maliyet olarak da genellikle daha avantajlıdır. Çoğu ameliyat için gerekli olan narkoz alımı, birçok girişimsel radyolojik işlemde söz konusu değildir. Hasta çok daha hızlı sürelerde taburcu olup, gündelik yaşamına dönebilir.

Girişimsel radyolojik yöntemlerin uygulanabilmesi için, bu işlemler için gerekli olan teknolojik görüntüleme donanımının (Anjiografi, floroskopi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi...) olması ve işlemi yapabilecek bilgi ve tecrübeye sahip radyoloji uzmanlarının varlığı gerekmektedir. Başkent Üniversitesi Tıp FakültesiGirişimsel Radyoloji Bölümü tıbbi görüntüleme eşliğinde tanısal ve tedavi amaçlı işlemlerde uzmanlaşmış bir merkezdir. Girişimsel radyolojik işlemler, damarsal (vasküler) ve damar dışındaki girişimler (non-vasküler) olarak başlıca ikiye ayrılır:

1. Damarsal: kalp dışındaki tüm damar sorunlarında (tıkanma, daralma, anormal damarlaşma (vasküler malformasyon), baloncuk oluşumu (anevrizma), doğumsal veya kaza sonucu oluşan damar hasarları, varisler, tümör oluşumu) hem tanı, hem de tedaviye yönelik işlemler yapılabilir. Bu işlemler genelde anjiografi ünitesinde lokal anestezi eşliğinde yapılır ve birçoğunda 1 gece hastane yatışı gerekir.
2. Damar dışı girişimler: Organ ve kitle biyopsileri, sıvı-abse drenajları, kist tedavileri, tümör yakma tedavileri (ablasyon) bu işlemler de genelde lokal anestezi eşliğinde yapılır ve yaklaşık 30 dakika sürer. Hastalar dinlenmeyi takiben aynı gün taburcu edilir. Merkezimizde çok geniş bir yelpazede tanısal ve tedavi amaçlı işlem yapılabilmektedir. Girişimsel işlemler ile birçok durumda cerrahi gerekmeden tedavi sağlanabilmekte veya cerrahi yapılamayan durumlarda tedavi şansı sağlanabilmektedir. İşlemlerin birçoğu ayaktan yapılabilmekte ve işlem sonrası kısa bir dinlenme ve takip süresi sonrası hastalar önerilerle evine gönderilebilmektedir. Ayaktan yapılamayan işlemlerin birçoğunda ise 24 saatlik yatış sonrası hastalar taburcu edilmektedir. Ayrıca merkezimiz başka hastanelerde yatan hastalara da hizmet vermekte, işlem sonrası hastalar ambulans servisi ile yattıkları hastanelere nakledilmektedirler. Hastanemizde gerekli durumlarda tüm işlem öncesi değerlendirme, anestezi ve işlem sonrası takip olanakları mevcuttur.



Dijital Anjiografi Cihazı

 

Girişimsel radyoloji temel olarak görüntüleme cihazlarının kılavuzluğunda (Anjiografi cihazı, US, BT) vucuda milimetrik kesilerden girilerek pek çok hastalığın tanı ve tedavisinin yapıldığı bir bilim dalıdır.

Atardamardaki darlık ve tıkanıklıklarının çoğunluğu girişimsel radyologlar tarafından başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir. Yapılan işlem genellikle kasık bölgesinden damar içine kateter denen ince plastik tüplerle girip damarların görüntülenmesi ve sonra darlıkların balon ile genişletilmesi ya da stent yerleştirilerek açılmasıdır. Günümüzde artık ana atardamardaki genişlemeler (torakal ve abdominal aort anevrizması) açık ameliyata gerek duyulmadan anjiyografi yöntemiyle tedavi edilebilmektedir. Boyun atardamarındaki ciddi darlıklar bu damarlara stent yerleştirilerek tedavi edilebilmektedir. Bazı damar yaralanmaları, damar hastalıkları ya da değişik nedenlerle oluşan kanamalarda ameliyata gerek olmadan embolizasyon (tıkama) yöntemiyle kanamayı durdurmak mümkün olmaktadır. Aynı şekilde damarlarda var olan balonlaşmalar, damar yumakları ve benzeri damar anormalliklerinin anjiyografi ile tedavisi mümkün olabilmektedir. Toplardamar hastalıkları içinde varis son yıllarda gelişen Lazer tedavisi yöntemiyle, damar içinden başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Lazer tedavisi (endovenöz lazer ablasyonu, EVLA) denilen bu yöntemde varisin kendisi değil varis oluşturan kaynak damarlar tedavi edilir. Atar ve toplar damar hastalıkları dışında vücut içindeki apse ve kist gibi sıvıların tedavisi ameliyata gerek duyulmadan görüntüleme yöntemleri kullanılarak yerleştirilen kateterler aracılığı ile yapılabilmektedir. Tıkanan idrar yolları ve safra yollarına da kateter yada stentler yerleştirilerek kesin tedavi yapılana kadar bu sıvıların vücutta birikerek hastaya zarar vermesi engellenebilir. Bunlar içinde en bilineni sarılık oluşturan tümörlerde sarılığın giderilmesidir. Karaciğer başta olmak üzere bazı böbrek ve akciğer tümörlerinde radyofrekans ablasyon denen yöntemle tümörün yakılarak yok edilmesi ya da küçültülmesi ve ameliyat yapılabilir hale getirilmesi mümkün olabilmektedir. Özellikle bazı tümörlere bağlı ağrı durumunda, görüntüleme yöntemleri eşliğinde ağrı oluşturan sinirlere değişik ilaçlar vererek ağrının geçici ya da kalıcı olarak tedavisi mümkündür.