Soğuk kış günlerinin geride kalmasıyla doğa, ilkbaharla birlikte kendisini canlandıracak enerjilerini gün yüzüne çıkarmaya başlar. Artan sıcaklıkların verdiği enerji doğanın güzelleşmesi için dinamik bir ortam yaratır. Bununla birlikte ilkbahar her ne kadar güzel bir mevsim olsa da beraberinde getirdiği bahar yorgunluğu bazı kişiler için çekilmez olur. Bahar yorgunluğu, iklim değişikliğinin vücutta yarattığı yorgunluk hissi olarak tanımlanır. En belirgin özelliği kişiyi aşırı derecede etkilememesi ve kişide yorgunluk hissinin birkaç hafta devam etmesidir.
En önemli nedeni havadaki ani ısı değişikliklerinin hormonal sistemi etkilemesidir. Vücutta bir iklimden diğer iklime geçerken korunma amacıyla bazı hormonlar (adrenalin ve kortizol gibi) normalden daha fazla salgılanır. Bu hormonlar başlangıçta yararlıdır ancak uzun süre salgılandığında yorgunluk ve bitkinliğe sebep olur.
Havanın ısınmasıyla fazla suyun buharlaşması havadaki nem oranının ve iyon yükünün değişmesine neden olur. Havadaki elektrik yükünün değişmesi insanları fizyolojik olarak etkileyerek yorgun hissetmesine sebep olabilir. Hareketsiz bir yaşam sürdürülmesi, ağır ve kilo aldırıcı besinlerin tüketimi sonucunda kilo alınması, ilkbaharla gelen hareketli yaşama uyumda zorluklar oluşturabilir. Bahara doğru kişinin yeni beslenme şekline adapte olmaması da bahar yorgunluğunun ortaya çıkmasındaki önemli sebeplerden birisidir.
Bahar yorgunluğuna karşı alınacak önlemler;
Dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat edilmelidir. Antioksidan vitamin içeren besinlerin tüketimi artırılmalıdır. A ve C vitamininden zengin yeşil, sarı, kırmızı, turuncu renklerdeki sebze ve meyvelerin tüketimi artırılmalıdır. Diğer bir antioksidan olan E vitaminini almak için ceviz, kavrulmamış badem, fındık gibi yağlı tohumlara günlük beslenmede yer verilmelidir. Sebze ve meyve tüketimi 5-6 porsiyona kadar arttırılmalı, yağ miktarı azaltılmalıdır. Bir öğünde çok miktarda yemek yerine ara öğünlerin olduğu sık sık beslenme düzeni oluşturulmalıdır. Katkı maddelerini fazla içeren tuz ve yağdan zengin sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünleri, tuzlu kuru yemişler, cipsler, krakerler, kızartılarak ve kavrularak yenilen besinlerden uzak durulmalıdır. Şeker oranı yüksek meşrubat, asitli içecekler, hazır meyve suları yerine su, taze sıkılmış meyve suları, maden suyu gibi içecekler artırılmalıdır. Günlük alınan su miktarı 2-2.5 litreye çıkartılmalıdır. Kahve, çay gibi içeceklerdeki kafein vücuttan sıvı atımını artıracağı için azaltılmalıdır. Sıcak içecek olarak yeşil çay tercih edilebilir. En iyi yapılacak egzersiz 15-45 dakikalık açık havada yürüyüşlerdir. Eğer kişinin
egzersiz kapasitesi yeterliyse 4-10 km'lik yürüyüşler tercih edilebilir. Egzersizler sabahları ya da öğle sonraları yapılabilir. Aerobik egzersizlerine ek olarak yüzme ya da bisiklete binme de yapılabilecek egzersizlerdendir. Uyku düzenini sağlayabilmek için alışık olunan uyku düzeni değiştirilmemelidir.
Kişinin ihtiyacı olan uykuyu uyuması esas alınmalıdır. Sessiz, ısısı iyi olan bir odada, rahat bir kıyafetle daha rahat uyuma sağlanabilir. Alerji, kalp damar hastalığı, astım ve şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanlar bahar aylarında doktor kontrollerini yaptırmalıdır. Çünkü bu hastalarda oluşabilecek komplikasyonlar bahar yorgunluğu olarak düşünülebilir. Destekleyici vitaminler, doğal olarak bilinen destekleyici ürünler kontrolsüz bir şekilde kullanılmamalıdır. Doktora danışılarak kullanılması daha sağlıklı olacaktır.